„

Son yıllarda teknolojik ürünlerin kullanımının artması ile bireyler neredeyse masa başından kalkamaz hale geldiler. Her yere otomobil ile gitme anlayışı, yürüyen merdivenler, asansör kullanımının yaygınlaşması ile spor yapmak neredeyse unutuldu. Spor yapmayı unutmayanlarsa spor salonlarını tercih etmeye başladı, kapalı alanlarda yüksek ücretler ödenerek spor yapmak moda oldu! Oysa açık havada yapılan yürüyüşler, bisiklete binmek, yüzmek ve ev işleri yapılabilecek en iyi egzersizlerdir.

Geçtiğimiz günlerde Amerikan Kalp Derneği kalp hastalıkları için en önemli risk faktörünün hareketsiz bir yaşam olduğunu açıkladı. Artık günümüzde, ‘hastalık istirahat ederek geçer’ anlayışı yerine ‘hastalıklarla savaşmanın yolu mümkün olduğunca günlük rutini bozmamaktan geçer’ anlayışı hakimdir. Hasta olduğumuzda, yatarak istirahat etmek sanıldığı gibi vücut açısından pek de iyi bir yöntem değildir.Çünkü vücuttaki mikroplarla savaşan lenf sistemimiz vücudumuzun hareket etmesi ile aktifleşmektedir. 

Bu noktada spor yaparken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalardan bahsetmek uygun olur diye düşünüyorum. Artık son yıllarda birdenbire yapılan ağır spor egzersizleri, nefes nefese kalıcı, aşırı efor gerektiren egzersizler önerilmemektedir. Yapılan ağır egzersizler vücuda aşırı yük getirmektedir. Vücudumuz ağır egzersizlere karşı nefes alıp verme sayısını ve nabız sayısını artırarak uyum gösterir ve bu uyum ne kadar yavaş ve basamaklı gelişirse otonom sistem üzerindeki egzersiz etkisi o kadar olağanlaşır.